22 Şubat 2016 Pazartesi

Son Çağrı - Anunnakilerle Temas Kitabı İçin Değerlendirme - Hakan Tunç




Son Çağrı - Anunnakilerle Temas kitabım için yapılan en kapsamlı değerlendirmeyi yayınlıyorum. Bu analizler ve değerlendirme için değerli dostum Hakan TUNÇ'a teşekkür ediyorum:

Merhabalar, Romanı büyük bir heyecan ve şaşkınlık içerisinde okudum. Şaşkınlığım bu denli kozmik bilgiye ulaştığım içindi. Öncelikle şunu açıkça ve samimice belirteyim ki, bu zamana kadar okuduğum romanlar içerisinde beni en fazla etkileye Ray BROKE’nin Hayalet Süvari’si idi. Ancak ilk defa bir roman rüyalarıma giriyor ve okuduğum konuları ilk defa bu kadar başkalarıyla paylaşma gereği duyuyorum. Bu açıdan romandan çok etkilendim. Romanın içeriğiyle ilgili naçizane birkaç değerlendirme yorumu yazmak istiyorum.
1- Romanın başlangıcının …(Spoiler içerir.) anlatarak başlaması çok etkileyici olmuş.
2- Romanda verilen bilgilerin yoğunluğu nedeniyle Roman “Belgesel Roman” niteliğinde. Sanki bir kongre toplanmış alanlarında uzman yerli ve yabancı bilim insanları birbirinden farklı konulara olan ancak birbirleriyle yoğun etkileşimi olan bir bilim şöleni içerisindeymiş gibi bir havaya sokuyor insanı.
3- Romanda yapılan tasvirler çok güzel olmuş. Özellikle olayın geçtiği yerler o kadar güzel anlatılıyor ki romanı okuyan kişinin olayın geçtiği mekânı zihninde hemen canlandırması sağlanıyor. Romanda bahsedilen birkaç yere şahsen gittim. Çanakkale’deki Truva antik şehrine gitmiştim. Aydın’da da Karacasu yakınlarından geçmiştim. Romanda anlattığın mekânlar o kadar ayrıntılı olmuş ki o yerleri detaylı bir şekilde zihnimde canlandırabildim. Romanda sürekli farklı yer ve zaman mekânlardan bahsedilmiş. Ancak yer zaman kavramının bu kadar hızlı geçişkenliği sürükleyici bir anlatım sayesinde okuyan zorlanmadan bu geçişlere hemen uyum sağlayabiliyor.
4- Romanda geçen kişilerin psikolojik durumları yani içsel özellikleri ve karakter analizleri güzel anlatılmış. Bu durum yazarın iyi bir gözlemci olduğunu göstermektedir. Bazen içimizde saklı kalmış bir duyunun romandaki kişiler üzerinde tasviri yapılırken kendimizi olayın içine atabiliyoruz. Bazen romandaki olayları sanki biz yaşıyormuşuz havası katıyor.
5- Romanın önsözünden başlayıp sonuna kadar akıcı ve etkileyici bir anlatımın içinde buluyoruz kendimizi. Gerek anlatın olayda gerekse de verilen ansiklopedik ya da akademik bilgilerde bile hep bu akıcılığı yaşıyoruz. Verilen bilgiler de bile acaba ne olacak diye bilginin sonunu merak edip bir çırpıda okuma duygusuna kapılıyoruz.
6- Romanın çoğu yerinde uzun uzun açıklayıcı bilgiler var. Fakat bu bilgiler samimi bir sohbet havasında dostlar arası yapılan muhabbetler gibi çok eğlenceli anlatılmış.
7- Romanda sürekli farklı yerler, zamanlar ve konular var. Ancak hiçbirinde konu bütünlüğünün dışına çıkılmadığını görebilmekteyiz. Yani hiç gereksiz ayrıntıya hiç gidilmemiş.
8- Romanı okuduğumuzda birçok farklı kaynağın, günler ve geceler boyu süren özverili ve titiz bir çalışmanın bir arada yapıldığı yoğun bir emeği görüyoruz. Bu durum da romanı okurken roman yazarına derin bir saygı ve minnet duygusu taşımamızı sağlıyor. Yani roman piyasa yazarlarının ticari kaygılarla yazdığı zırvaların çok üstünde bir saygıyı hak edecek kalitede yazılmış.
9- Romanda anlatılan insanüstü gibi görünen olayların aslında derinlemesine inildiğinde olayların gerçek olabileceğini gösteriyor. Bir zamanlar hayal mahsulü zannedilen bazı olayların veya kurguların gerçek olabileceği kanaati hâsıl oluyor.
10- Roman 11 Temmuz 2015 ile 20 Temmuz 2015 arasında yaşanan olayları anlatıyor. Dokuz güne ulaşan bu kısacık dönemde yaşanan bu kadar yoğun olay Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” romanı gibi bir haz yaşatıyor insana.
11- Romanda bahsedilen günümüzdeki kişilerin ortak özelliği iyi eğitimli olmaları, maddi durumlarının yeterli olması, batılı bir yaşam tarzını benimsemeleri ve entelektüel birikimlerinin yeterli olması hususlardır. Belli bir sınıfın anlatıldığı kişilerin yaşam biçimleri çok başarılı anlatılmış.
12- Romanda verilen bilgilerin rastgele hayal ürünü veya kulaktan dolma bilgiler olmadığı aksine gerek saygın internet siteleri gerekse de verilen kaynaklara bakıldığında doğru bilgiler olduğu anlaşılabilmektedir.
Yukarıda romanla ilgili yaptığım değerlendirmelere haddimi aşmadan naçizane birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Yoksa ben şahsen böyle bir romanı asla yazamazdım. Yani bizi aşar böylesi başarılı roman oluşturmak. Tavsiyelerime gelince;
Anlaşıldığı kadarıyla romandaki olaylar sonlanmamış yeni bir roman daha yazılacak gibi bir izlenim edindim. Eğer yeni bir roman yazarsan romanın kahramanları arasına bizim milli kahramanlarımızı da eklemen romanı çok daha ilgi çekici hale getirir. Romanda anlattığın konularla ilgili bildiğim kadarıyla Türkiye’de en çok ilgilenen kişi Atatürk’tür. Yeni romanında Atatürk’e daha fazla yer verebilir ya da onunla birebir yapılan diyalogları romanın içine serpiştirebilirsin. Biraz önce değindiğim gibi romanın günümüz kişilerini belli bir sınıfın unsuru değil de her kesimden farklı insanları da katarsan daha güzel bir eser çıkacağı inancındayım.
Bu romanını büyük bir keyifle okudum. İlk romanını da okumayı çok istiyorum. Acaba o da aynı yayınevinden mi basıldı?
Benim söyleyeceklerim bu kadar. Böyle bir eser için seni yürekten kutlarım. Sağlıcakla kal aziz dostum.
HAKAN TUNÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder