22 Temmuz 2018 Pazar

Göbeklitepe - Bereketli Hilalin İlk Evcilleştirme Laboratuvarı (Seçhaber)


2014 te yazdığım #Amonra kitabında da belirttiğim üzere bana göre Göbeklitepe bir evcilleştirme laboratuvarıdır.


M.Ö. 11 000 - M.Ö. 7400 arasında Ninmah-Hathor başkanlığında anunnaki grubu Göbeklitepe'de ve Bereketli Hilal'in çeşitli yerlerinde kurdukları laboratuvarlarla bitki ve hayvan evcilleştirme çalışmaları yapmışlardır. Göbeklitepe bu merkezlerin ilki olduğu için çok değerlidir. Ninmah/Hathor'un baş harfi H başta Mısır olmak üzere kadim tapınakların çoğunda karşımıza çıkmaktadır. 




Hathor'un bir uzlaştırıcı olduğu ve doğu-batı klanlarının ortak çalıştıkları her yerde bu sembolün kullanıldığını önermekteyiz. Hatta bu uzlaştırıcı tavrından dolayı Hathor/Ninmah'ın kendisine Ninhursag ismi de verilmiştir. H harfi doğu ve batı arasında bir köprü şeklinde görülmelidir.


Dünya'nın hemen hemen her yerinde tanrı ve tanrıçaların ellerinde görülen anunnakilerle özdeşleşmiş el çantalarından Göbeklitepe'de de bulunmuştur. Bu durum anunnakilerle Göbeklitepe arasındaki bağı güçlendirmiştir. Çantalar ise bize göre anunnaki genetik-biyotik araçları taşıyan el çantalarıdır...






Göbeklitepe'nin arkeolojik olarak Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A Dönemine ait olduğu sonucuna varılmıştır. 1995 yılında arkeolog Prof. Klaus Schmidt tarafından Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün desteğiyle başlayan kazılar sonucu elde edilen verilere göre bu yapılar yerleşim amaçlı kullanılmamışlardır. Göbeklitepe’de bulunan henüz sadece altı tanesi gün ışığına çıkarılmış, toplam 20 adet olduğu belirlenen bu üzeri T biçiminde sütunlar ile çevrilmiş bu yapıların merkezinde iki T biçiminde sütun karşılıklı olarak yer almaktadır.  (Kaynak: http://xn--gbeklitepe-ecb.com/)


Arkeologlar boyları 3 ila 6 metre arasında değişen bu T biçimindeki sütunların stilize edilmiş insan tasvirleri olduğunu düşünmektedirler. Bunun sebebi olarak ta T biçimindeki sütunlarda görülen kol ve el tasvirlerini görmekteler. Burada sormak istiyoruz taşı hamur gibi kesip üzerine her türlü çizimi yapabilen ve hatta kabartmacılıkta uzmanlaşmış, üç boyutlu ürünler ortaya koyabilen sonra da buraya kadar taşıyıp dikebilen bir uygarlık gerçekten insanı anlatmaya çalışsaydı bedenimize çok daha yakın bir insan tasviri ortaya koyamaz mıydı?


Bizim iddiamız yuvarlak yapıların 20 den çok daha fazla olduğu ve bir ana yapı(belki dikdörtgen belki beşgen belki bir piramit vs.) tarafından kontrol edildiği yönündedir. Bu yuvarlak yapılar ise hayvanların korunması için kurulmuş yapılardır.


Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyenlere Amon Ra, Uzaylı Bir Prensin Öyküsü kitabını önerebiliriz.

Bu arada Viamaris Turizm ve Göktürk Ramu ile birlikte yeni Göbeklitepe, SİN TAPINAĞI, SOĞMATAR Köyü, HARRAN, Yakup’un Kuyusu, Urfa Müzesi ve Halfeti gezisi 10-11 Kasımda. Şimdiden yerinizi ayırtın.

10-11 Kasım Göbeklitepe-Halfeti gezisi ile ilgili bilgi ve kayıt için buraya tıklayabilirsiniz.

http://www.sechaber.com.tr/gobeklitepe-bereketli-hilalin-ilk-evcillestirme-laboratuvari/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder