Göktürk Ramu ile
Keltlerin İzinde Edirne Gezisi
26 Kasım Cumartesi sabahı, yaklaşık 3 saatlik yolculuk sonrasında Edirne’ye ulaştık. İlk durağımız Lalapaşa ilçe merkezinin hemen yanında, birçoğu köy yollarının kenarında dizili olan yaklaşık 25 adet Dolmen yapısını görüp ve bu yapılarla ilgili bilgi aldık.
Dolmenler ile ilgili farklı varsayımlar mevcut, Kelt uygarlığından kaldığı iddia edilen Dolmenlerin, mezar olarak yapıldığı iddialarının yanı sıra belli ritüellerle kehanet merkezi olarak kullanıldığı veya farklı boyutlara geçiş kapıları olduğu iddiası da mevcut.
Ardından sırasıyla şehir merkezine gelerek Mimar Sinan’ın ustalık eserimdir dediği Selimiye Camii’ni, Osmanlı dini mimarisinin gelişim süreçlerini bir arada görebileceğimiz; kapısıyla ünlü Üç Şerefeli Cami ve yazılarıyla ünlü Eski Camii (Ulu Camii) ziyaretinde bulunduk.
Edirne'ye özgü ciğer aldığımız öğlen yemeği sonrasında Edirne’ deki önemli tarihi noktası olan, 16. yy. da su sesi, müzik ve güzel kokularla akıl hastalarının tedavi edildiği ve 2004 yılında Avrupa Konseyi tarafından Avrupa müze ödülüne sahip II. Bayezid Külliyesi ve Sağlık Müzesi’ni gezdik. Sonrasında Saray içine geçtik. Saray içi gezimizde tarihi Kırkpınar yağlı güreş meydanı, Adalet Kasrı, Fatih ve Saray köprüleri gezilerimizi yapıp Osmanlı’nın iki önemli Padişahı Mehmet ve Cem Sultan’ın doğup hükümdarlık sürdükleri Edirne Saray kalıntılarını ve Babüssade, Saray mutfakları, Cihannüma Kasrı, Kum kasrını ziyaret ettik.
Daha sonra Edirne’nin küçük Paris’i diye anılan, Lozan antlaşmasıyla Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak geri aldığımız eski sayfiye bölgesi Karaağaç semtine geçtik. Edirne merkeze 5 km uzaklıkta olan bu güzel ilçe, Yunan döneminden kalma orijinal evleri ve ağaçlar altındaki sokaklarıyla ünlüdür. Tarihi Meriç Köprüsü, Lozan Anıtı, Mimar Kemalettin Bey tarafından inşa edilmiş Tarihi Karaağaç Tren Garı gezileri sonrasında İstanbul’a döndük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder