İki bilim adamı sonunda güneş sisteminin dışındaki bir gezegenin yerini saptadıklarını ancak henüz görsel temas kuramadıklarını kabul etti.
Planet X'in çok yakında açıklanacağını hem kitabımda hem de seminerlerimde defalarca dile getirmiştim. Çok zaman önce IRAS uydusunun tespit ettiği bu gezegenin halka açıklanması için İşte o gün geldi çattı ve birileri düğmeye bastı. Son on yılda Plüton'un gezegenlikten düşürülmesi, devasa Atacama ve Antartika teleskoplarının güney semalarımızı izlemek için kurulması gibi bazı hazırlıklar yapılmaktaydı. Şimdilerde çok hızlanan bu süreci hep birlikte takip edeceğiz. Yepyeni bir çağ başlıyor ve de gerçek bilgiye ulaşmayı arzu eden özgür düşünceye sahip ışığın insanları bu süreci heyecanla izleyecek. Değişime kapalı olanlar ise yepyeni bahanelerle dengeyi korumaya çalışacak. Enki'nin Kayıp Kitabı M.Ö. 2016 yılında yazılmıştı. Son Çağrı - Anunnakilerle Temas kitabımın yayınlandığı günün büyük bir tesadüfle M.S. 2016 Ocak ayı olması beni çok mutlu etti Ek olarak yayın tarihi olan 19-20-21 Ocak tarihlerinde Planet X ile ilgili haberler dünyayı kasıp kavurdu. Beş gezegen hizalanma yaşadı...
Yeni bin yıl, kova çağı tüm dünya için ışık getirsin diyorum...
Bu arada Planet X'i diğer gezegenlerden ayıran en büyük fark, Sümerlilere göre orada yaşam bulunması... Atalarımız anunnakiler oradan geliyorlar...
Şimdi makaleye bir göz atalım:
Planet X (bilinmeyen dünya) olarak adlandırılan 9. gezegeni bulmak bilim adamlarının 100 yıllık rüyası. 1930’ta Plüton’u da böyle buldular, ama daha sonra astronomlar Plüton’u cüce gezegen sınıfına soktu. Şimdi Plüton’un yer aldığı Kuiper Kuşağı’nda gerçekten 9. gezegeni bulduklarını düşünüyorlar.1 Bu yazı gerçek Planet X’in öyküsüdür.
Astronomlar Dünya’dan 4,5 ila 7,5 milyar km uzakta bulunan ve toplam 1 trilyon kaya ve buz parçasından (asteroitlerle kuyrukluyıldızlar) oluşan Kuiper Kuşağı’nın ötesinde nihayet 9. gezegeni bulduklarını düşünüyorlar. Uzak, soluk ve buzlu bir dünya bu: Bilgisayar simülasyonlarına göre Dünya’dan 3 kat büyük ve 10 kat kütleli bir süper dünya.
Bugüne kadar gökbilimciler defalarca dokuzuncu gezegeni bulduklarını iddia ettiler. Bunların içinde Plüton benzeri cüce gezegenler, uzak Neptün benzeri küçük gaz devleri, çok uzak Jüpiter benzeri büyük gaz devleri, hatta yıldız olmasına ramak kaldığı halde yıldız olmayı başaramamış kahverengi cüceler vardı. Hiçbiri gerçek çıkmadı.
Astronomlar daha gelişmiş bilgisayar simülasyonları yapmaya başladılar ve özellikle de Kuiper Kuşağı’nda “Güneş’e dik dönen” eliptik yörüngelerde yer alan yörüngesi şaşmış asteroitlere baktılar. Bunların yörüngesini saptırmak için Kuiper Kuşağı’nın ötesinde gözden uzak dev gibi kayalık gezegen (süper dünya) veya Neptün gibi bir gaz devi olması gerekiyordu.
İşte bu yüzden yeni 9. gezegen bulundu haberi şimdiye dek duyduğumuz en umut vaat edici haber ve bilim adamları bu kez haberi doğrulayacaklarından eminler.
Şimdiye kadarki haberlerin yanlış çıkmasının yanı sıra “tek bir süper dünya yok, ortalığı karıştıran birkaç tane Plüton benzeri cüce gezegen var ve bunların ortak yerçekimi Kuiper Kuşağı’ndaki asteroitlerin yolunu saptırıyor” diyen alternatif simülasyonlar da yapıldı.
Yine de en yeni simülasyon, şaşkın asteroit yörüngelerini matematiksel olarak diğerlerinden çok daha iyi açıklıyor ve biz de 9. gezegenin resmini çekene kadar simülasyon sonuçlarıyla yetinmek zorundayız.
Madem simülasyon diyoruz, rakam vermekte sakınca yok: Laughlin ve ekibi Planet X’in Dünya’dan 10 kat kütleli ve 3 kat büyük olması gerektiğini hesapladılar. Bu da bir süper dünya veya mini Neptün olduğunu gösteriyor.
Neptün benzeri küçük gaz devleri Güneş’ten uzak soğuk bölgelerde çok hızlı oluştuğu için galakside bol bulunuyor. Bu yüzden mini Neptün olma ihtimali yüksek. Ancak bize yakın olmadığı da kesin, yoksa şimdiye dek bulurduk.
Tabii ki Neptün kadar büyük bir gezegenin kolay görülemeyecek kadar uzak olması gerekiyor. İlk hesaplamalar bilinmeyen gezegenin Güneş’e Dünya’dan 200-300 kez uzak olduğunu gösteriyor. En uçuk tahminlere göre, bu mesafe Dünya-Güneş uzaklığının (150 milyon km) 600 ila 1200 katı olabilir.
Caltech’ten Konstantin Batygin, “Bu şey çok soğuk, uzun dönemli bir yörüngeye sahip ve büyük olasılıkla Güneş’in çevresindeki turunu 20 bin yılda tamamlıyor” diyor. Kısacası Planet X’te bir yıl 20 bin Dünya yılına eşit.
Daha doğrusu böyle bir gezegen olması gerektiği sonucuna nasıl vardılar? Batygin ve Caltech’ten meslektaşı Mike Brown’ın aslında yeni gezegen bulmak gibi bir niyetleri yoktu. Kaza eseri oldu. 2014 yılında başka bir araştırma ekibi, Biden adını verdikleri (kod adı 2012VP113) yeni bir cüce gezegen keşfetti. Bu gökcismi Plüton’un ötesinde keşfedilen Sedna gibi anormal bir yörüngeye sahipti.
Böylece bilim adamları asteroitlerle cüce gezegenleri uzaktan koyun gibi güden bir çoban dünya olduğunu düşündüler. Ancak bilgisayar simülasyonu ile Kuiper Kuşağı’nda bilinen binlerce kaya parçasını tek tek inceleyemezlerdi. Bunun yerine uzaydaki yörüngelerinde özellikle kümelenmiş olan 6 asteroite baktılar. Bunların rastlantıyla gruplanma şansı binde 7 idi.
Ancak simülasyona 9. gezegeni eklediklerinde sorun çözüldü. Üstelik 9. gezegen ilk simülasyonda hesaba katmadıkları asteroitlerin de yörüngelerini açıklamaya başladı. Batygin diyor ki “İşte o zaman yaptığımız hesaplamalarla gülmekten vazgeçtik ve gerçekten 9. gezegeni bulduğumuza büyük bir şaşkınlıkla inandık.”
45-180 milyar km uzaktaki bu gezegeni bulmak çok zor. Laughlin’in dediği gibi “Çok ama çok soluk bir dünya”. Öyle ki bu süper dünya bizden yaklaşık 5,9 milyar km uzaktaki cüce gezegen Plüton’dan 10 bin kat daha soluk.
Sonuçta bu kadar uzak bir gezegenin belli belirsiz termal izini elimizdeki kızılötesi teleskoplarla görmemiz imkansız. Ayrıca böyle bir gezegen pek güneş ışığı yansıtmaz. Bu engeli aşmak için tek çaremiz, yüzlerce ışık yılı uzaktaki öte gezegenlerde hayat arayacak James Webb uzay teleskopunu kullanmak ya da joker kartını kullanacağız yada nereye baktığımızı bileceğiz.
James Webb 2018’de fırlatılacak ve işi yabancı dünyalarda hayat bulmak. Bu yüzden işi gücü bırakıp teleskopun kullanım ömrünü heba edemeyiz ve samanlıkta iğne arar gibi Güneş Sistemi’nin banliyösünde Planet X arayamayız. Üstelik nereye bakacağımızı da bilmiyoruz!
Hawaii İkizler Gözlemevi’nden Chad Trujillo, “Tam olarak nerede olduğunu bilmiyoruz. Bilsek yarın teleskopu çevirip elimizle koymuş gibi buluruz. Ancak gökyüzü çok büyük ve bu gezegen çok soluk, özellikle de uzaklığına bağlı olarak” diyor.
Yine de bu bilim adamlarının pes ettiği anlamına gelmiyor. Astronomlar 9. gezegeni arayacak. Hawaii’deki Subaru teleskopu bu işe ayrıldı2. Batygin ve Brown da kendi avlarını başlattılar. Biden kaşifi Trujillo da önümüzdeki ay gökleri öngörülen yörüngede taramaya başlayacaklarını söylüyor.
Planet X adını Mars’ta uzaylı yapımı su kanalları olduğunu öne süren Percival Lowell koydu ve ilk keşfedilen 9. gezegen Plüton’du, ama Plüton modern gezegen tanımı çerçevesinde cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırıldı. Zaten bu küçük dünyanın Kuiper Kuşağı’ndaki şaşkın asteroitlerin yörüngesini açıklaması mümkün değildi.
Ve son 86 yılda defalarca 9. gezegen bulundu iddiası ortaya atıldı. Ancak Alessandro Morbidelli’nin dediği gibi, “Batygin ve Brown’ın makalesinin bu gezegenin varlığını gösteren ilk ikna edici çalışma olduğunu düşünüyorum, özellikle de yörüngesini çok daha kesin bir şekilde belirlediği için. Sağlam Argüman.”
Şimdi Güneş Sistemi’nin diğer cüce gezegenlerini ve Kuiper Kuşağı’na bakarak 9. gezegen keşfine heyecan katmanın tam zamanı. Oval dünya Haumea’dan başlayabilirsiniz.
1Evidence For A Distant Giant Planet In The Solar System: Konstantin Batygin1 and Michael E. Brown1. Published 2016 January 20. The Astronomical Journal, Volume 151, Number 2
2http://subarutelescope.org/
https://www.washingtonpost.com/news/speaking-of-science/wp/2016/01/20/new-evidence-suggests-a-ninth-planet-lurking-at-the-edge-of-the-solar-system/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder