29 Aralık 2017 Cuma

KADİM ATALAR VE DÜNYA TARİHİ SÖZLÜĞÜ "ANUNNAKİLER" - Burcu Uzun



KADİM ATALAR VE DÜNYA TARİHİ SÖZLÜĞÜ

Bir çoğumuz "Kadim Astronotlar Teorisi"ni duymuşuzdur.

Az-çok fikrimiz vardır.

Üç Büyük Piramit'in yapım aşamasının çözülemediğinden,diğer piramitlerin insan yapımı kötü kopyaları olduğundan, soruları cevapsız kalan Kadim Şehir kalıntılarından, ortak dünya mitolojilerinden ve yeryüzündeki izlerinden.

Sümer'lerin "Güzel olan her ne varsa, tanrıların lütfuyla yaptık.." sözlerinden.

Tüm bunlar dağınık bir şekilde ortada olan bilgiler.

Gök Türk'ün "Sümer'in Göksel Ataları Anunnakiler" kitabı, Anunnakiler'le ilgili bilgilerin derlenip toplanmış, kaynaklara dayandırılarak gözler önüne serilmiş halidir.

Tam bir "Kadim Atalar ve Dünya Tarihi Sözlüğü" niteliğinde.

Kitap'ta yazar çok güzel bir sıralama yapmış. Bize günümüz güncel bilgilerinden başlayarak, anlatmaya başlamış atalarımızı.

"İnsan mı Simülasyon yoksa Evren mi?" diye sorduğu bölümde bilimsel araştırmaların önemine değinirken, her ikisi hakkında ne kadar az şey bildiğimizi fark ediyoruz. Bütün araştırmaları bir araya getirince çok farklı sorular uyanıyor insanda.

Belki de uyanan %97 oranındaki "Hurda Genler"dir.

Dünya tarihindeki insan gelişimi ve ilerlemesi hakkında okuduklarımızla bir gariplik olduğunu görebiliyoruz. Bilim ve Teknoloji'deki ilerlemenin "Anunnakiler"le ne ilgisi var diye sorma noktasına geldiğimizde ise taşlar tek tek yerine oturuyor.

Çocuk masalı olarak nitelendirilen mitolojilerin nelerden bahsettiği biraz daha netleşiyor kafamızda.

Tablet bilgilerinin çözümüyle ortaya çıkanların masaldan çok farklı bir şeyler anlattığını görebiliyoruz ve Anunnaki tarihi biraz daha ilgimizi çekiyor.

Kitap'ta hem kadim ataları daha yakından tanırken hem de günümüzde yaşadığımız olaylar anlam kazanmaya başlıyor.

Ekonomi sistemindeki "olmayan altınların" peşine düşüyoruz.

Frekans bilgisi hakkında fikir sahibi oluyoruz.

"Daha neler mümkün acaba?" dedirtiyor.

Günümüz sisteminde yapılanların tüm cevaplarının Anunnakiler'de olduğunu anlıyoruz...

Aslında onların sistemi olduğunu...

Hem de nedenleriyle birlikte...

Sistem dahilinde söylenen yalanların, göz boyamaların cevaplarını bulabiliyoruz.

Mars'taki yüz fotoğraflarından tutun da, Ay'a yollanan uzay araçlarının görev sebeplerinden, ABD-SSCB ortak uzay çalışmalarına kadar herşeyi okuyup, "gerçeklerin er veya geç ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğu" kanaatine varabiliyoruz.

Ve bu gerçekler insanı hayretler içinde bırakacak cinsten...

Yazar kitabında bölüm sonlarında belirttiği kaynaklarıyla bilgilerini sağlam temellere oturtuyor.

Tüm bunları okurken Mars'ın, Phobos'un neden önemli olduğunu anlayabiliyoruz.

Herşeyin planlandığını görebiliyoruz.

Ama gerçekler her zaman saklanamıyor.

Kitap'ta "Enki Amiral Byrd Görüşmesi" ve "Enok'un Kitabından Günümüze Mesajlar" bölümlerinde okuduğumuz uyarıları, neleri yanlış yaptığımızı anlamamız için ve gelecek yaşam hakkında fikir sahibi olabilmemiz için, insanlığın duyması gerektiğine inanıyorum.

İnanırsınız veya inanmazsınız ama uyarıları göz ardı edebilecek kimse yoktur sanıyorum.

Kadim Atalar'ımız geleceğimiz hakkında birçok bilgi bırakmışlar bizlere.

Kişisel olarak neyi, neden yaptığımızın cevaplarını bulabiliyoruz.

Tamamen genetik... :))

Ve en beğendiğim bölüm.

"Şems, Mevlana ve Anunnakiler" ilişkisi...

Bu bölümü okurken geleceğimizin nasıl şekilleneceğini gözümde canlandırabildim.

Kitap'ta nasıl yol gösterildiği açıklayıcı bir şekilde yazılmış.

Kitap'ın kapak resminin neden Utu/Samaş tableti olduğunu bu bölümde anladım.

"Şems Felsefesi" diyorum buna...

Geleceğimizin yaşam felsefesi...

Anunnakiler'in dünya tarihini okurken bazen kendimizi güzel bir macera sahnesinde de bulabiliyoruz.

"Piramit Savaşı"nda olduğu gibi.

Bu bölümle ilgili hiçbir şey yazmayacağım. Heyecanını kaçırmak istemiyorum.

Ayrıca tarafsız olabileceğimi de sanmıyorum... :))

Tabi burada da anlatılanların hiçbiri kurgu değil, tablet bilgileri.

Bütün bu bilgilerden sonra 6 bin yıllık tarih bütün çıplaklığıyla gözlerimizin önüne seriliyor.

Planlı gidişatı anlayabiliyoruz ve bu planın neresinde durduğumuzun farkındalığını yaşayabiliyoruz.

Zaten Gök Türk'ün "Anunnakiler" kitabını okumanız bile bu farkındalığınızın sonucudur.

Kitabı bitirdikten sonra büyük bir yalanın ve oyunun içinde yaşadığımızı düşündüm.

Ama kendimi bir o kadar da güçlü hissettim.

Özel hissettim.

Bütün bunları öğrenmemiz gerekiyorsa mutlaka bir sebebi vardır.

Siz de, sadece merak ettiğiniz için okusanız bile, altında yatan başka bir neden vardır.

Yazımı yazarın sözleriyle bitirmek istiyorum.

Kitabının yazılma sebebini kendisi çok güzel özetliyor.

"Yakında Güneş Sistemi'nin en dış gezegeni Planet X/Niburu ilan edildiğinde, tarih yeniden yazıldığında ve Anunnakiler "mitoloji" değil "olgu" olarak kabul edildiğinde bizler görevimizi yapıp bilgileri vaktiyle halka sunduğumuz için vicdanımız rahat olacağız.."

Keyifli okumalar, her ne okuyorsanız... :))

Burcu Uzun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder