11 Ocak 2012 Çarşamba

Âdem ile Havva ve Fülki’l-Meşhun


Kuran’da Dünya Dışı Yaşam

Âdem ile Havva ve Fülki’l-Meşhun

Bize Kur’an’da anlatılan şey, Âdem’in topraktan yaratılan ilk insan olduğudur. Âdem, önce cennete konmuş, burada, bugün eşeysiz üreme diyebileceğimiz bir yöntemle ondan bir eş “Havva” yaratılmış ve daha sonra da işledikleri bir hatadan dolayı “aşağı” diye nitelenen dünyaya sürülmüştür. Kur’ani üslupla Âdem ile Havva’nın, yani ilk atalarımızın hikâyesi böyledir.
Şimdi  Âdem ile Havva cennette iseler dünyaya nasıl geldiler?
Muhakkak ki Allah her şeye muktedirdir. Ama Adem’in cennetten çıkarıldıktan sonra tabi olduğu kanunlar, determinist ve sebep sonuç ilişkisine dayanan evrensel kanunlardır. Yani “kudret yurdu sebep sonuç ilişkilerinin” geçerli olduğu evren olan cennetten çıktıktan sonra eşyanın oluşumunda sebep gerekliliğinin ortadan kalktığı evrene “sebep sonuç ilişkilerinin geçerli olduğu hikmet yurdu”na geçti. Burada her şeyin bir vasıtası olmalıydı. Adem ile Havva dünya dışından geliyorlar. Atmosferimizden zarar görmeden geçiyorlar. Ayrı ayrı yerlere düşüyorlar fakat buluşma noktasının biliyorlar ve buluşuyorlar. Uzay gemisi ve kapsülü hatırlatmadı mı size de? Peki bu bahsedilen vasıta Fülki’l-Meşhun olabilir miydi? Nitekim Kur’an’da birkaç yerde Cenab-ı Hak, “Zürriyetinizi Fülki’l-Meşhun ile taşıdık buyurur.
Biraz hayal gücümüzü kullanalım:
 Âdem ile Havva, insan türünün bozgunculuk ve fesatçılık özelliğinden dolayı tükettikleri bir dünyadan uzaya atılmış iki kahramandı belki de…   Milyonlarca yıl önce, bu evrenin bir başka âleminde, belki de bugün aşırı sıcaklar sonucu yaşanmaz hale gelmiş olan ama hala hayat izleri taşıyan Mars’ta yaşayan insan nesli, kendi yanlışları sonucu artık o gezegende varlığını sürdüremez hale geldi. Ulaştıkları teknolojiyi, türlerinin devamını sağlamak için kullandılar. Seçtikleri bir çifti kapsüle koydular ve buzul çağından henüz çıkmakta olan Dünya gezegenine fırlattılar. Gemilerinin adı Fülki’l-Meşhun(hayat için gerekli her türlü kaynağı içinde barındıran gemi, uzay gemisi, denizaltı vs. gibi) idi. Kur’an’da buna benzer daha nice gemiler yaratıldığından bahseder. Bu gemi zahiri ve tarihi karşıtı Nuh Tufanında kullanılan, Cebrail’in talim ve gözetimi altında inşa edildiği belirtilen gemi olmakla birlikte bundan pekâlâ yıldızlar arası seyahat eden bir gemiyi anlamak ta mümkün. Çünkü Kur’an “atalarınızı” demiyor, “zürriyetinizi” diyor. Bu ifade bizim neslimizinde akıbetini haber verir nitelikte. Belki bizim neslimizde yaşadığı dünyayı yaşanmaz hale getirdikten sonra, hayat belirtisi tespit ettiği buzul çağından yeni yeni çıkan bir gezegene neslinin örneklerini gönderecektir. Tabi yaşayan insan nesli son nesil değilse. Çünkü bazı kaynaklarda, şu anda dünya üzerinde yaşayan neslin insan ırkının 13. Versiyonu olduğu ve insan ırkının bugüne kadar en az altı dünya tükettiği belirtilir.
FENOMEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder