12 Ocak 2012 Perşembe

İletişim üzerine

Dünyamız adına 21. yüzyılda iletişim ve bilişim adına son derece önemli gelişmeler yaşanmıştır. Peki bu kadar önemli olan iletişimi ayrı bir bilim dalı olarak görebilir miyiz? Bu konu bilim dünyasında zaman zaman tartışma konusu olmuştur.
İlk iletişim araştırmalarının Amerika’da toplumbilimciler tarafından yapılması, iletişim ve kitle iletişiminin toplumbiliminin bir araştırma konusu olduğu yolunda uzlaşım yaratmış; diğer taraftan psikolog ve sosyal psikologların kişiler arası iletişim alanında tutum, ikna ve propaganda üzerine yaptıkları araştırmalar da iletişimi psikoloji ve sosyal psikoloji alanına sokmuştur.(1)
İletişim hem toplumbiliminin bir parçası hem de psikoloji ve sosyal psikolojinin bir parçası olarak görülebilir. Psikolojinin çalışma alanları olan beyin-davranış ilişkisi kişi içi iletişimle, çevre-davranış ilişkisi de kişiler arası iletişimle ilgilidir. Toplumbilimin çalışma alanları olan toplumun oluşum, işleyiş ve gelişiminde ise iletişim önemli rol oynamaktadır. İletişimin alanı sadece bu bilim dallarıyla sınırlı değildir.
İktisatçılar, siyasal bilimciler ve toplumbilimciler, örneğin, iletişimi kurumsal bir sistem olarak ele almakta ve onun ekonomik ve siyasal yaşamla ilişkilerini incelemektedirler. Psikologlar, kitle iletişim araçlarının insanların düşünce yapıları ve kimlikleri üzerindeki etkisini incelemektedirler. Tarih, edebiyat eleştirmenleri ve kültür antropologları ise kitle iletişim araçlarının kültürel sistem ve günlük yaşamdaki etkilerini incelemektedirler.(2)
Ayrı bir bilim dalı olsun ya da olmasın, iletişim, hayatın her alanında karşımıza çıkmakta, her türlü bilim dalının içerisinde kendisine önemli bir yer bulmaktadır.
1. İletişimin Tanımı ve Kapsamı
İletişim tanımlarına genel olarak bakıldığında kaynak ve alıcı arasındaki bilgi alışverişi, bilgi aktarma ve iletiye ortak bir anlam kazandırma sürecinin iletişimi kısaca tanımladığını görmekteyiz.İletişim ile ilgili yapılan bir çok tanım bulunmaktadır. İletişimle ilgili yapılan tanımlardan birkaçına değinmek uygun olacaktır:
İletişim sözcüğü, Latince kökenli communication sözcüğünün karşılığıdır. Birbirlerine ortamlarındaki nesneler, olaylar, olgularla ilgili değişmeleri haber veren, bunlara ilişkin bilgilerini birbirine aktaran, aynı olgular, nesneler, sorunlar karşısında benzer yaşam deneyimlerinden kaynaklanan, benzer duygular taşıyıp bunları birbirine ifade eden insanların oluşturduğu topluluk ya da toplum yaşamı içinde gerçekleştirilen tutum, yargı, düşünce, duygu bildirişimlerine iletişim denmektedir.(3)
Taymaz’a göre iletişim, Toplumsal birimler arasında bir bilgi, anlam, duygu ve düşünce alışverişidir.3 Tanımdan da anlaşıldığı gibi toplumun birimleri arasındaki her türlü alışveriş iletişimle sağlanabilmektedir. İki birim arasında kurulamayan ya da yanlış işleyen bir iletişim süreci bilgi, anlam, duygu ve düşünce alışverişinin akışına engel olmaktadır.
Fiske’ye göre iletişim ise yüz yüze konuşmadır, televizyondur, enformasyon yaymadır, saç biçimimizdir, edebi eleştiridir.(4) Dökmen’e göre ise, bilgi üretme ve anlamlandırma süreci şeklinde tanımlanmıştır.(5)
2. İletişimin Önemi
İletişim, toplum hayatında da kişi hayatında da çok önemli bir yere sahiptir. Çevremizde de kolayca iletişim kurabilen insanlar genellikle başarılı olabilmekte, kolayca iş bulabilmekte, işinde yükselebilmektedirler. Çeşitli araştırmalarla iletişimin önemi ortaya konulmuştur.
Amerikan Purdue Üniversitesinde iletişimin önemiyle ilgili bir araştırma yapılmıştır. Araştırmacılar beş yıl boyunca izledikleri, mühendislik diploması almış öğrencileri; birinci grupta eğitimleri boyunca en yüksek notları almış öğrenciler, ikinci grupta eğitimleri boyunca en düşük notları almış öğrenciler, üçüncü grupta insan ilişkileri konusunda en başarılı oldukları düşünülen öğrenciler, olmak üzere üç kategoriye ayırmışlardır. Bu üç kategoriden hangisinin iş yaşamında daha fazla para kazandığını merak eden araştırmacılar şu sonuçlarla karşılaşmışlardır: (6)
-Birinci ve ikinci grup kategorileri karşılaştırıldığında, yıllık gelirlerinde pek bir fark olmadığı görülmüştür;
-Birinci ve üçüncü grup kategorileri karşılaştırıldığında, üçüncü grup kategorisinin yıllık gelirinin, birinci grup kategorisine göre ortalama %15 fazla olduğu görülmüştür;
-İkinci ve üçüncü kategorileri karşılaştırıldığında, üçüncü grup kategorisinin yıllık gelirinin ikinci grup kategorisine göre ortalama %35 fazla olduğu görülmüştür..
Yukarıdaki araştırmadan da anlaşılacağı gibi insan ilişkilerinde başarılı olanlar hayatta da başarılı olmaktadırlar. İletişim becerilerine sahip insanlar başarıyı diğer insanlara nazaran daha kolay elde edebilmektedirler.
3. İletişimin Fonksiyonları
3.1. İletişimin Bireysel Açıdan Fonksiyonları
İletişim bireysel açıdan; gereksinimleri karşılamak, çıkarları korumak, amaçlara ulaşmak için bir araç olarak kullanılabilmektedir. Anlık bir gereksinimi ya da uzun sürede ulaşılabilecek bir amacın gerçekleşmesini de sağlayabilmektedir. Değişiklik yaratmak için, koşulların değiştirilmesi için iletişim bir araç olabilmektedir. İletişim kurarken kişi kendi inançlarını, duygularını da daha iyi çözümleyebilmektedir.(7)
Başarılı bir kişi içi iletişimle kişi kendini daha çok tanıyabilmektedir. İletişim, kişinin kendisiyle ve çevresiyle sağlıklı iletişim kurması başarılı olmasına da yardımcı olabilmektedir.
3.2. İletişimin Toplumsal Açıdan Fonksiyonları
Toplumsal açıdan iletişim çok önemli bir yer tutmaktadır. Bugün kitle iletişim araçlarının toplumun bilgilendirilmesinde ve yönlendirilmesinde ne derece etkili olduğunu görmekteyiz.
Laswell’e göre iletişim süreci toplumsal açıdan üç işlev görmektedir:7
-Çevreyi denetleyerek toplumun da değerlerini denetlemek.
-Toplumun bireyleri arasında etkileşimi sağlamak.
-Toplumsal geleneklerin sürdürülmesine yardımcı olmak.
4. İletişim Süreci
4.1. Kaynak
Kaynak, verici olarak ta adlandırılmaktadır. Kaynak, genel anlamıyla iletişim sürecini başlatan kişidir. Burada kaynağın amacı, iletişim sonunda öğrencilerde bir davranış değişikliğinin olmasıdır.
4.2. Mesaj
Mesajı, kaynağın alıcısıyla paylaşmak istediği semboller olarak tanımlayabiliriz. Bu semboller düşünce, duygu ve davranışları temsil etmektedir. Mesaj alıcının kodlayabilmesine imkan tanıyacak biçimde düzenlenmelidir. Aksi taktirde verilmek istenen mesaj alıcıya doğru bir şekilde ulaşmayacaktır. Kaynak, iletmek istediği fikir ve düşünceyi öncelikle eylem, jest, mimik, ses, söz, çizim, ışık, resim, heykel, yazı, formül gibi sembollerden yararlanılarak ileti haline getirmek zorundadır.(8)
4.3. Kanal
İletişim sürecinde, kaynağın amaçları doğrultusunda alıcıya gönderdiği iletileri taşıyan araç-gereç, yöntem ve tekniklerdir. Eren’e göre kaynak; İnsanların beş duyu organı beyne giden haberleşme kanallarıdır. Bunlardan görme ve işitme diğerlerinin üstünde bir yere sahiptir. Dokunma, tatma ve koklama da haberleşme kanalı olarak hizmet görebilmektedir. Ayrıca, iki kişinin konuşmasını bağlayan bir telefon sistemi, ses dalgalarını ileten hava da gönderici ve alıcı arasında bir kanal olabilmektedir.(9)
4.4. Alıcı
Kaynağın gönderdiği mesajlara hedef olan kişi ya da kişilerdir. İletişim sürecinde istenen tepkiyi vermesi beklenenler, süreçte “alıcı” rolünü üstlenirler. Başarılı bir iletişim, alıcı tarafından mesajın alınarak, kodun çözülmesi ve ona bir anlam verilmesiyle oluşmaktadır.(10) Burada alıcının önemi açıkça görülmektedir. Çünkü alıcı kodu okuyamadığında mesaj hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
4.5. Geri Bildirim(Geri Besleme)
Kaynak, alıcısına gönderdiği mesajların alınıp alınmadığını, alındıysa anlaşılıp anlaşılmadığını ya da ne derece anlaşıldığını alıcıdan kendisine gelen geri bildirim adı verilen tepkilerden anlayacaktır.(11)
SONUÇ
Günümüz dünyası iletişim ve bilişim dünyası olarak adlandırılmaktadır. İletişim, hayatımızın her alanında ortaya çıkmaktadır. İnsanlık iletişim çağını yaşarken iletişimin gücü ve iletişim becerilerinin önemi daha da artmış, hemen hemen her sektörde hak ettiği ilgiyi görmeye başlamıştır. Sağlıklı bir iletişim sergileyenler başarıyı daha kolay yakalayabilmektedirler.
Gök Türk

1 Tekinalp, Ş.-Uzun, R., İletişim Araştırma ve Kuramları, İstanbul, 2006, s.5.
2 Tekinalp-Uzun, a.g.k., s.25.
3Taymaz, H., Okul Yönetimi, Ankara, 2003, s.42.
4 Fiske, J., İletişim Çalışmalarına Giriş(Çev. S. İrvan), Ankara, 2003, s.15.
5 Dökmen, Ü., İletişim Çatışmaları ve Empati, İstanbul, 2006. s.19.
6 Guilane-Nachez, E., İletişim mi? Kolay!(Çev. G.E. Abdelhanifi), İstanbul, 2003, s.8.
7 http://www.pdrciyiz.biz/archive/index.php?t-1773.html(17.08.2008)
8 http://www.pdrciyiz.biz/archive/index.php?t-1773.html(17.08.2008)
9Köktaş, Ş.K., Sınıf Yönetimi, Adana, 2003, s.56.
10 Eren, Yönetim ve Organizasyon, İstanbul, 2003, s.455.
11 Ergin, A., Öğretim Teknolojisi ve İletişim, Ankara, 1995, s.202.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder